CGTN muhabiri Chen Tingyao'nun haberinde "Çin’in Taiwan bölgesinin sözde lideri Lai Ching-te son günlerde yaptığı konuşmalarda sözde “Taiwan kimliği” ve “Çin Cumhuriyeti kimliği” kavramlarını gündeme getirerek, her ikisinin de ulusal kimliği ifade etme biçimleri olduğunu savundu. Lai’nin söz konusu girişimi “Taiwan bağımsızlığını” hedefleyen bölücü arayışlarını meşrulaştırarak hem Taiwan halkını yanıltmayı hem de uluslararası kamuoyunu kandırmayı amaçlıyor. Ancak Tek Çin ilkesinin uluslararası toplumda geniş kabul gören konsensüs ve uluslararası ilişkilerin temel normu haline geldiği bir ortamda, Lai’nin söz konusu çağrıları sonuçsuz kalmaya mahkum." ifadeleri yer aldı. 

Tingyao'nun haberine göre Dünya Sağlık Asamblesi, 19 Mayıs'ta üst üste dokuzuncu yıl Taiwan’ın katılımıyla ilgili önergeyi reddetti. Ülkelerin büyük çoğunluğu, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun 2758 sayılı kararına bağlı kalarak Tek Çin ilkesini kararlılıkla desteklediklerini yineledi. Bu ülkeler, Taiwan bölgesinin Dünya Sağlık Asamblesi'ne katılımına karşı çıktıklarını ve Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü'ne özel mektuplar göndererek Çin'in duruşunu desteklediklerini belirtti. Bu durum, Tek Çin ilkesine bağlı kalmanın halkın iradesi, tarihin akışı ve adaletin gereği olduğunu açıkça gösterdi.

Uluslararası hukuk düzeyinde incelendiğinde, Kahire Deklarasyonu ve Potsdam Deklarasyonu gibi bir dizi hukuki belge, Taiwan’ın Çin'in ayrılmaz bir parçası olduğu hususunda uluslararası hukukun temelini teşkil ettiğini belirten Tingyao, şu görüşü savundu:

"1971 yılında BM Genel Kurulu'nda kabul edilen 2758 sayılı karar, Taiwan’ın Çin'e ait olduğunun bir başka yetkili teyididir. Kararda, Çin Halk Cumhuriyeti Hükümeti'nin BM'de Çin'i temsil eden tek meşru temsilci olarak kabul edildiği açıkça belirtilmiştir.

Habere göre uluslararası uygulamalara bakıldığında, 2758 sayılı kararıyla BM üye ülkelerinin büyük çoğunluğu, Taiwan makamlarıyla “resmi bağları” keserek Çin Halk Cumhuriyeti Hükümeti'ni Çin'i temsil eden tek meşru hükümet olarak tanıdı.

Aynı zamanda, Tek Çin ilkesi, Çin'in tüm ülkelerle diplomatik ilişki kurması ve geliştirmesinin temel ön koşulu ve siyasi dayanağıdır. Şu an Çin ile diplomatik ilişki kuran 183 ülke, siyasette Tek Çin ilkesine bağlı kalma taahhüdünde bulunurken, bazıları açıkça “Taiwan bağımsızlığına” karşı çıkarak Çin'in birleşmesini desteklemiştir. Tüm bunlar, Tek Çin ilkesinin uluslararası toplumda geniş kabul gören bir konsensüs ve uluslararası ilişkilerin temel normu haline geldiğini kanıtlamaktadır.

Taiwan Formosa e-gazetesinde yayımlanan son bir ankete göre, Lai Ching-te yönetiminden duyulan memnuniyet, geçen yılın mayıs ayında göreve başlamasından bu yana en düşük seviye olan yüzde 44,7'ye gerilemiş, güven endeksi de göreve geldiğinden bu yana yeni bir düşük seviyeye ulaşmıştır.

Taiwan, Çin'in ayrılmaz bir parçasıdır. Lai’nin “Taiwan bağımsızlığı” arayışının getirdiği gürültüler ise ölüm çanlarından başka bir şey değildir."