CMG'nin haberine göre, 80 yıl önce, bugün, Japonya koşulsuz olarak teslim oldu. Yüz milyonlarca Çinli için sonsuza dek hatırlanacak bu günde, Japon radyosunda İmparator Hirohito'nun yaptığı açıklamada Japonya'nın koşulsuz teslimiyeti ilan edildi.

Çin'in Japon saldırganlığına karşı verdiği direniş savaşı sırasında 35 milyondan fazla yurttaş hayatını kaybetti veya yaralandı. Çin'in büyük bir bölümü işgal edildi, 930'dan fazla şehir ele geçirildi ve 42 milyon mülteci evsiz kaldı. 14 yıl boyunca kanını dökerek mücadele eden Çin halkı, modern tarihte yabancı istilaya karşı kazanılan ilk tam zaferi elde etti.

Haberde "Bugün barut dumanı dağılmış olsa da, Japonya'da hala bazı kişiler tarihi gerçekleri görmezden geliyor, istilayı inkar ediyor hatta yüceltmeye çalışıyor. Ancak yalanlar tarihi değiştiremez. Japon militaristlerin işlediği suçların kanıtları, onları tarihin utanç sütununa çiviledi.

Japon ordusu, bir askerin "kaybolduğunu" iddia ederek Wanping şehrine (Beijing'in güneybatısında stratejik bir kasaba) girmek istedi. Taraflar olayı araştırırken, Japon birlikleri şehri üç taraftan kuşatarak ateş açtı.

7 Temmuz 1937'de meydana gelen Marco Polo Köprüsü Olayı'nın ardından Japonya, Çin'e karşı tam ölçekli bir işgal başlattı. Sivil halk yerinden edildi ve acımasızca katledildi.

29 Temmuz 1937'de Beiping (bugünkü Beijing) işgal edildi. 10 binden fazla sivil öldürüldü veya kayboldu. Bugün, Marco Polo Köprüsü yakınındaki Wanping şehrinin surlarındaki kurşun izleri, insanlığa bir uyarı olarak hala duruyor.

 Bir günlük: Japon ordusunun “rahatlatıcı kadınlar” sisteminin itirafı

Japon askeri Arai Atsushi tarafından yazılan bu günlük, 1938'de Nanjing'de kurulan "konfor istasyonu" hakkında bilgi veriyor.

1 Ocak 1938 tarihli kayıtta şunlar yazılı: "Bugünden itibaren konfor istasyonu açıldı. Her kişiye 30 dakika... Oldukça kalabalık ve sürekli dolu."

1931-1945 yılları arasında Japon saldırganlar, 200 binden fazla Çinli kadını cinsel köleliğe zorladı. Bu, sadece Çin'in değil, insanlığın ortak utancıdır. Bugün Çin ana kıtasında resmi kayıtlarda olan yalnızca yedi mağdur hayatta kalıyor. Onlar hala Japonya'dan özür beklerken, bazı kişiler, onların vefatını diliyor.

 Bir sözlü ifade, Japon Ordusunun biyolojik savaş suçlarını ifşa etti

731. Birim’in eski üyesi Kuronuma Masakuni, İlk kez yayımlanan bir videoda 300 insanı otopsi yaptığını itiraf etti.

1936’da, Japon militaristleri, Çin’in kuzeydoğusunda yer alan Harbin kentinde 6.1 kilometrelik alanda dünyanın en büyük biyolojik savaş üssünü kurdu. 1940-1945 arasında, en az 3 bin kişi canlı deneylerde kullanıldı. Veba, kolera gibi ölümcül virüslerin insanların vücuduna enjekte edildi; donma testleri ve zehirli gaz deneyleri uygulandı.

Bir fotoğraf: Japon ordusunun “delil yok etme” planını kanıtlıyor

Bu fotoğraf, Nanjing Katliamı sırasında Japonların sözde lojistik üslerinden birinde çekilmiş. Fotoğraftakiler, bu bölgenin komuta merkezinde görevli subaylardır.

1937’de Japon ordusu Nanjing’e barbarca saldırdı ve 6 haftalık süreçte 300 bin sivil katledildi. Adı geçen üs, sadece bir lojistik merkezi değil, aynı zamanda katledilenlerin cesetlerini yok etme faaliyetlerinin yürütüldüğü yerdi. Aşağıdaki fotoğraf, o kanlı tarihin bir başka kanıtıdır. Bugün hâlâ hayatta olan kayıtlı Nanjing Katliamı tanıkları sadece 26 kişi kaldı.

Ancak bu gerçekler Japonya’da hâlâ genel kabul görmüş değil. Japonya’daki sağcı çevreler, Nanjing Katliamı’nı inkâr ediyor, çarpıtıyor, hatta yüceltmeye çalışıyor.

Japon tarihçi Kasahara Tokushi, bu durumu kınayarak, şuları söyledi: “Tüm dünya Nanjing Katliamı’nı biliyor, sadece Japonya bunu öğretmiyor. Sadece Japon halkı bunu bilmiyor!”

Çin halkı, buna inanıyor: “Geçmişi hatırlatmak, kini devam ettirmek için değil, unutmaya bir direnmedir! Gerçekleri akılda tutmak, kini getirmez. Gerçekleri gizlemek kin getirir!”" ifadeleri yer aldı.