Anahtar Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Aile Sosyal Politikalar Başkanı Av. Beril Gümüş ve Bursa İl Başkanı Fikret Aslan, Bursa İl Başkanlığında basın toplantısı düzenledi.

Organizasyonun açılışında konuşan Anahtar Parti Bursa İl Başkanı Fikret Aslan, Türkiye’nin son yıllarda büyük bir demokrasi zafiyeti yaşadığını belirterek, “Cumhuriyetimiz ne Belarus’a ne İran’a ne de Suriye’ye benzer. Türkiye’de milletin sorgulama kabiliyeti çok daha güçlüdür ve bu, değişimin öncüsü olacaktır” dedi.

Aslan, Türkiye’de siyaset ve demokrasinin tarihsel süreçte hiç olmadığı kadar yıprandığını ifade etti. Hukukun temel esasları üzerinden yönetim anlayışının şart olduğunu vurgulayan Aslan, “Bir devlet, vatandaşına doğumundan ölümüne kadar güvenlik, sağlık, adalet ve eğitim hizmeti sunmakla yükümlüdür. Bu kavramların kaybı sosyal devlet anlayışının kaybı demektir” diye konuştu.

Anahtar Parti’nin kısa sürede teşkilatlanarak seçimlere girme hakkını kazandığını hatırlatan Aslan, hareketlerinin merkezinde “önce insan” anlayışının bulunduğunu belirtti.

Anahtar Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Kadın, Aile ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Başkan Beril Gümüş ise partinin geçen yıl ekim ayında kurulduğunu hatırlatırken bu süreçte kısa zamanda önemli bir yol kat ettiklerini söyledi. Partinin birinci yılını kutlamaya hazırlandıklarını belirten Gümüş, bu kapsamda 40’tan fazla ilde eş zamanlı “Anahtar Buluşmalar” düzenlediklerini ifade etti.

Bursa buluşmasında bir soru üzerine suça sürüklenen çocuklara ilişkin endişelerini de dile getiren Gümüş, infaz kanunlarındaki boşlukların kötü niyetli örgütler tarafından çocukların istismar edilmesine zemin hazırladığını savundu. Gümüş, konuşmasında son dönemde suç çetelerinin, ceza indirimlerinden faydalanmak amacıyla çocukları “maşa” olarak kullandığını öne sürerek, “Bu yalnızca sosyal çevresinden etkilenen bir çocuğun suça yönelmesi değil; çetelerin kasıtlı olarak küçük yaşta suça alıştırdığı, yaşını kasten suça soktukları vakalardır” dedi.

Gümüş ayrıca uluslararası örnekleri işaret ederek bazı Avrupa ülkelerinde çeteye dahil olma ve tekrar eden suçlarda cezaların artırıldığını, ıslah evlerindeki sürelerin uzatılması, sosyal hak kısıtlamaları ve dışardaki sürenin takibi gibi uygulamalar bulunduğunu belirtti. Türkiye’de bu tür uygulamaları hayata geçirecek kurumlar olduğunu ancak uygulamadaki liyakat eksikliği ve takipsizlik nedeniyle çocukların çetelerin eline düştüğünü vurguladı.