Yazar Chen Tingyao, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun, 28 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, ABD’nin Çinli öğrencilerin vizelerini iptal etmeye başladığını duyurduğunu belirterek, “Bu karar, uluslararası kamuoyunda geniş çapta eleştirilere yol açtı. Çin hükümeti tarafından yapılan açıklamada, söz konusu uygulamaya kesinlikle karşı çıkılarak konuyla ilgili ciddi diplomatik girişimlerde bulunulduğu ve Çinli öğrencilerin meşru hak ve çıkarlarının kararlılıkla korunacağı belirtildi.” dedi.

Nitekim Trump yönetiminin, görev süresinin başından itibaren yurtdışından gelen öğrencilere, özellikle de Çinli öğrencilere yönelik bir dizi kısıtlayıcı önlemi art arda hayata geçirdiğine değinen Chen Tingyao, şunları kaydetti:

“Bu önlemler arasında; bazı eyaletlerde bilgisayar bilimi ve finans mühendisliği gibi bölümlere yabancı öğrenci kabulünün sınırlandırılması, devlet üniversitelerinde yabancı öğrencilere verilen bursların azaltılması, Harvard Üniversitesi’nin yabancı öğrenci alımının yasaklanması ve üniversitelerin Çinli öğrenciler hakkında ayrıntılı bilgi paylaşmaya zorlanması gibi uygulamalar yer alıyor.”

Son olarak Çinli öğrencilerin vizelerinin hiçbir somut gerekçe olmadan iptal edilmesinin, ulusal güvenlik ve ideoloji bahanesiyle ABD ile Çin arasında kültürel ayrışmayı derinleştirme amacı taşıdığını belirten Chen Tingyao, “Çin Dışişleri Üniversitesi’nden Prof. Li Haidong’a göre, ABD'nin Çin ile stratejik rekabete ilişkin endişesi artmaya devam ediyor. Bu nedenle, Rubio gibi ulusal güvenlik kavramını genişletmeye çalışan bazı Amerikalı siyasetçiler, söz konusu rekabete hizmet etmek ve kişisel siyasi çıkarlar elde etmek amacıyla yabancı öğrencileri Çin ile yürütülen jeopolitik hesaplaşmalarda bir araç olarak kullanıyor.” dedi.

Chen Tingyao, ABD Uluslararası Eğitim Enstitüsü’nün geçen yıl sonunda yayımladığı Açık Kapılar Raporu’na göre, 2023–2024 eğitim-öğretim yılında ABD üniversitelerine 210'dan fazla ülke ve bölgeden 1 milyon 100 binden fazla öğrencinin kayıt yaptırdığını ifade ederek, “Bu sayı, ABD'deki yükseköğrenim öğrencilerinin yaklaşık yüzde 6’sını oluşturuyor. Ancak, ABD hükümetinin vize politikalarında uyguladığı kısıtlamalar sonucunda, ülkedeki Çinli öğrenci sayısı 2019 yılında 370 binden 277 bine geriledi. Buna rağmen Çin, hala ABD’ye en çok öğrenci gönderen ikinci büyük ülke oluyor.” ifadelerini kullandı.

ABD'nin uygulamaya koyduğu bu “eğitim ablukası”nın yalnızca Çin’i değil, tüm dünyayı da aldığına dikkati çeken Chen Tingyao, şunları kaydetti:

“Nisan ayında, ABD hükümeti 88 farklı üniversiteden en az 529 öğrenci, öğertmen ve araştırmacının vizelerini iptal etti. Son habere göre, ABD Dışişleri Bakanlığı, yabancı öğrenciler ile değişim programlarına katılmak isteyen akademisyenlerin yeni vize başvurularını da askıya aldı. Eğitim açısından bakıldığında, yabancı öğrenciler küresel akademik işbirliğinde köprü rolünü oynuyor. Bu öğrencilerin vizelerinin iptal edilmesi, sadece uluslararası eğitim alanındaki işbirliğine zarar vermekle kalmayacak, aynı zamanda bilimsel araştırma projelerini sekteye uğratacak, bilgi paylaşımını kısıtlayacak ve uzun vadede ise ABD’nin inovasyon kapasitesini zayıflatacak.”

Chen Tingyao, “Üniversiteler açısından ise durum daha da kritik. ABD’deki birçok yükseköğretim kurumu için yabancı öğrencilerin ödediği öğrenim ücretleri temel gelir kaynağını oluşturuyor. Trump yönetimi bir yandan üniversiteleri yeni federal fonları kesmekle tehdit ederken, diğer yandan Çinli öğrenciler başta olmak üzere yabancı öğrencilere yönelik vize kısıtlamalarını genişletiyor. Bu çifte baskı, Amerikan üniversitelerinin mali yapısını ciddi biçimde sarsacak ve ABD'nin küresel eğitimdeki liderliğine uzun vadeli zarar verecektir.” ifadelerini kullandı.

Eğitimin yalnızca bireysel gelişimin değil, aynı zamanda ABD'nin ekonomik kalkınmasının ve hizmet ticaretindeki fazlasının da temel taşlarından biri olduğunu belirten Chen Tingyao, “ABD merkezli Uluslararası Eğitim Enstitüsü tarafından her yıl yayımlanan Açık Kapılar (Open Doors) Raporu’na göre, 2023 yılında yabancı öğrenciler ABD ekonomisine yaklaşık 50 milyar dolarlık katkı sağladı. Bu katkının önemli bir bölümü Çinli öğrencilerden geliyor; zira Çin, ABD’yle hizmet ticaretinde en çok açık veren ülke.” diye konuştu.

Chen Tingyao, bunun yanı sıra her zaman kendisini "demokrasinin feneri" ve "özgür, açık bir akademik ortamın savunucusu" olarak tanımlayan ABD’nin, Çinli öğrencilere yönelik vizeleri iptal etmesinin bu imajla açıkça çeliştiğini vurgulayarak, açıklamasında şu ifadeler eyer verdi:

“Bu tür politikalar, ABD’nin küresel eğitimdeki liderliğini ve uluslararası itibarını ciddi şekilde zedelemektedir. Yıllar boyunca Çin ile ABD arasında sürdürülen eğitim işbirliği, sadece iki ülke halkı arasında karşılıklı anlayışı artırmakla kalmamış, aynı zamanda ABD'nin ekonomik ve teknolojik gelişimine de önemli katkılar sağlamıştır. Bugün, Çinli öğrenciler başta olmak üzere yabancı öğrencilere yönelik engellemeler kuşkusuz ki ABD'nin kendi uzun vadeli çıkarlarına zarar verecektir.”