CGTN Muhabiri Cao Beidan'ın haberine göre Çin Devlet Konseyi Basın Ofisi tarafından dün yayımlanan "Çin-ABD Ekonomik ve Ticaret İlişkilerinin Bazı Konuları Üzerine Çin'in Tutumu" başlıklı beyaz kitapta, ABD'nin on büyük yanılgısı çürütüldü.

Birinci yanılgı : Çin-ABD ticaretinde ABD zarar görüyor

Çin-ABD ekonomik ve ticaret ilişkileri, karşılıklı yarar ve kazan-kazan esasına dayanmaktadır. Mal ticareti açısından, ABD'nin Çin'e ihracatının büyüme hızı, ABD'nin küresel ihracatından çok daha fazladır. Birleşmiş Milletler istatistiklerine göre, 2024 yılında ABD'nin Çin'e mal ihracatı 143,55 milyar dolar olup, 2001 yılındaki 19,18 milyar dolara göre yüzde 648,4 artış göstermektedir; Bu oran, aynı dönemde ABD'nin küresel ihracat artışının yüzde 183,1'ini aşmış durumdadır.

Öte yandan Çin-ABD ekonomik ve ticaret işbirliği, ABD için büyük istihdam fırsatları yarattı, ABD şirketlerine büyük miktarda kâr sağladı ve ABD’li tüketicilere somut faydalar getirdi.

 İkinci yanılgı: Çin, birinci faz ticaret anlaşmasını ciddiyetle uygulamadı

Çin, taahhütlerini yerine getirme konusunda her zaman aktif çaba gösterdi. Ancak gerçek şu ki, Çin, taahhütlerini yerine getirdiği süreçte, ABD'nin ortaya koyduğu bir dizi engelle karşı karşıya kaldı.

Üçünücü yanılgı: Çin, ABD firmalarından zorla teknoloji transferi talep ediyor

CGTN Muhabiri Cao Beidan'ın haberine göre Çin, herhangi bir şekildeki zorla teknoloji transferini kabul etmemektedir. Washington’un, yabancı şirketlerin Çinli şirketlerle işbirliği yaparak Çin pazarında ticari kazanç sağlamak için karşılıklı rıza ile gerçekleştirdiği teknoloji işbirliğini "zorla teknoloji transferi" olarak nitelendirmesi, gerçeği yansıtmamaktadır.

Dördüncü yanılgı: Çin, döviz kuru ile rekabetçi devalüasyon yapıyor

2020'den itibaren, Çin para birimi yuanın döviz kuru endeksi, uluslararası ana para birimleri arasında nispeten güçlü kalmaktadır ve rekabetçi devalüasyon söz konusu değildir. Çin yuanı'nın yıllık dalgalanma oranı yüzde 3 ilâ yüzde 4 arasında olup, bu oran uluslararası ana para birimlerinin dalgalanma oranlarıyla hemen hemen aynıdır.

Beşinci yanıgı: Çin'de “aşırı üretim kapasitesi” var

“Aşırı üretim kapasitesi” gibi bahanelerle Çin'in mal ihracatına ve yatırım işbirliklerine sınırlamalar getirmek, aslında açık bir ticaret korumacılığıdır ve küresel piyasalara müdahale anlamına gelir.

Altıncı Yanılgı: Çin, yabancı şirketlere karşı ayrımcılık yapıyor

CGTN Muhabiri Cao Beidan'ın haberinde "Çin 2022'de, yabancı şirketler ile yerel olmayan şirketlere karşı ayrımcılık yapan ve yerel korumacılığı hedef alan kurumsal avantajların kaldırılmasına yönelik görüşler ortaya koydu" denildi.

Yedinci Yanılgı: En çok kayrılan ülke statüsü, ABD'nin bir ayrıcalığıdır.

Kalıcı normal ticaret ilişkileri (NTR) — yani kalıcı en çok kayrılan ülke statüsünün tanınması — Çin-ABD ekonomik ve ticaret ilişkilerinin temel taşını oluşturur. En çok kayrılan ülke statüsü karşılıklıdır ve kesinlikle ABD'nin bir "lütfu" değildir.

Sekizinci Yanılgı: Çin'den gelen küçük paketler, ABD'ye fentanil ihracatının kanalı olarak kullanılıyor.

Çin, uyuşturucuya karşı dünyanın en katı yasalarına sahip ve bu konuda en etkili uygulamaları gerçekleştiren ülkelerden biridir. Ülkede üretim, ticaret, kullanım ve ihracat aşamalarında sıkı denetimler uygulanmakta olup, bu tür ilaçların üretim ve dolaşım süreçlerinde kaybolduğu herhangi bir vakaya rastlanmamaktadır.

Dokuzuncu Yanlgı: Küçük paketlere yönelik vergi muafiyeti, ABD’nin yerli üreticilere zarar verir

Son yıllarda dünya çapında küçük paketlerin ithalatı hızla artmış olsa da, genel olarak bu pazarın büyüklüğü sınırlı ve küresel ticaret ile perakende sektörünün toplamına oranı hâlâ küçüktür. Küçük paketler için vergi muafiyetinin kaldırılması, her paketin tek tek denetlenmesi ve vergi alınması, büyük denetim maliyetleri getirirken şirketlerin lojistik ile gümrük maliyetlerini de artıracaktır.

Onuncu Yanılgı: TikTok gibi uygulamalar ABD ulusal güvenliğine zarar veriyor

CGTN Muhabiri Cao Beidan'ın haberinde şu ifadeler yer aldı:

"ABD yönetimi, sözde "ulusal güvenliği koruma" gerekçesiyle TikTok'un satılmasını ve elden çıkarılmasını zorunlu kılmakta, şirketlerin normal faaliyetlerine müdahale etmekte ve yatırımcıların teknoloji güvenliği ve ticari çıkarlarını tehdit etmektedir.

Bu adımlar, aslında yapay zekâ alanında "ayrıcalıklı" ülkeler yaratarak, Çin de dâhil olmak üzere gelişmekte olan ülkelerin bilimsel ilerlemelerini engellemeyi amaçlıyor."