A1 Capital’in raporunda Rusya Devlet Başkanı Putin’in, pazar günü Ukrayna ile Perşembe günü İstanbul'da "ön koşulsuz" doğrudan müzakereler önerirken dünyanın heyecanlandığını, teklifinde, Türkiye'deki görüşmelerin kalıcı bir barışı hedefleyeceğini söylediği hatırlatıldı. Raporda şunlar kaydedildi:

“Ama 3 gündür bir belirsizlik vardı kim katılacaktı? Nerede olacaktı? Kremlin Çarşamba günü geç saatlerde heyete başkanlık danışmanı Vladimir Medinsky ve Savunma Bakan Yardımcısı Alexander Fomin'in de dahil olacağını söyledi - ancak Putin'in adı listede yoktu.

“Kremlin'in heyet duyurusundan sonra, ABD'li bir yetkili, Orta Doğu'da üç ülkeyi kapsayan bir turda olan Trump'ın katılmayacağını söyledi. Böylece, ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, üç yıl aradan sonra Moskova ile Kiev arasında ilk kez doğrudan barış görüşmeleri yapılması planlanan görüşmeye katılmayacaklarını açıklamış oldular, Zelinski’de zaten görüşmelere ancak Putin katılırsa katılacağını söylediğini söylemişti.

“Dağ fare doğurmuş oldu. Dün Putin’in Rusya yeni yaptırımlara hazır açıklaması bu yolun kapalı olduğunun işaretiydi. Anahtar kelime kalıcı tarafsızlık mı? Putin, Özellikle 2022 görüşmelerinden ve başarısızlıkla sonuçlanan taslak anlaşmadan bahsetmişti.

“Zamanında Reuters'ın gördüğü taslak anlaşmaya göre, Ukrayna, BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesi İngiltere, Çin, Fransa, Rusya ve ABD ile Belarus, Kanada, Almanya, İsrail, Polonya ve Türkiye gibi diğer ülkelerin güvenlik garantileri karşılığında kalıcı tarafsızlığı kabul edecekti. Ancak Kiev'deki yetkililer, Ukrayna'nın tarafsızlığını kabul etmenin asla geçmeyecekleri bir kırmızı çizgi olduğunu söylüyorlardı.

“Petrol fiyatları, ABD ile İran arasında olası bir nükleer anlaşmaya ilişkin beklentiler nedeniyle (İranlı bir yetkili Çarşamba günü NBC News'e verdiği röportajda, İran'ın ekonomik yaptırımların kaldırılması karşılığında ABD ile bir anlaşmaya varmaya hazır olduğunu söyledi.) bu sabah 1 doların üzerinde düşüş gösterdi.

“ABD-İran nükleer anlaşmasının, ABD'nin İran'a yönelik son dönemde sıkılaştırdığı yaptırımları hafifletmesi ve küresel ham petrol arz-talep dengesini gevşetme potansiyeli taşıması satışları tetikledi. Brent ham petrol vadeli işlemleri yüzde 2,3 düşüşle varil başına 64,60 dolara ve WTI ham petrol vadeli işlemleri yüzde 2,4 düşüşle 61,69 dolara geriledi.

“Altın fiyatları, ABD Merkez Bankası'nın para politikası yolunda ipuçları vermesi beklenen önemli ABD verileri öncesinde perşembe günü bir aydan uzun süredir en düşük seviyesine geriledi. ABD-Çin ticaret gerginliğindeki yumuşama da külçenin cazibesini azalttı.

“Spot altın, 10 Nisan'dan bu yana en düşük seviyeye ulaşmasının ardından, ons başına yüzde e 0,8 düşüşle 3.153 dolara ve ABD altın vadeli işlemleri yüzde 1 düşüşle 3.156 dolara geriledi. Fitch Ratings, yayımladığı “Türk Bankaları Gözlem” raporunda, 2024 yılının son çeyreğinde Türk bankalarının net faiz marjlarında menkul kıymet getirilerindeki artışla birlikte hafif bir toparlanma yaşandığını duyurdu.

“Ancak kuruluş, 2025’in ilk çeyreğinde TL cinsinden faiz oranlarının yüksek seyretmesi ve politika faizinde yapılan artışların, bu iyileşmenin kalıcı olmayabileceğine işaret etti. Ortalama sorunlu kredi (TGA) yaratma oranının azaldığını, ancak yeni TGA girişlerinin yüksek kalmaya devam ettiğini anlatan Fitch, "Siyasi belirsizlik 2025 ilk çeyrek sonunda piyasa oynaklığını artırdı. Oynaklığın devam etmesi veya politika yönündeki bir değişiklik bankaların refinansman risklerini artırabilir" dedi.

“Rapor, politika yönünde yaşanabilecek ani değişikliklerin finansal sistemin istikrarı üzerinde güçlü etkiler yaratabileceğini ve riskleri yukarı yönlü baskılayabileceğini vurguladı. Yatırımcılar bu hafta başında ABD-Çin ticaret savaşında ateşkes sağlanmasından, Trump'ın Körfez turu sırasında Orta Doğu'dan gelen ve manşetlere taşınan bir dizi yatırım anlaşmasına kadar pek çok iyi haberle karşılandı. Bu hamleler, zor durumdaki küresel hisse senetlerine yeni bir soluk getirdi.

“Ancak iyimserliğin çoğu azaldı. Trump'ın ticaret politikaları konusunda netlik olmaması, piyasalarda küresel ekonomik görünüm konusunda uzun süreli bir belirsizlik hissine yol açıyor. Beklentilerden düşük gelen tüketici verilerinin ardından gözler şimdi ABD ÜFE verilerinde.

“Fed politikacıları, ABD Başkanı Trump'ın tarifelerinin ve ticaret müzakerelerinin fiyatları ve ekonomiyi nasıl etkileyeceğini değerlendirmeye çalışırken faiz oranlarını sabit bırakıyorlar. Şimdiye kadar, sert veriler onlara devam etmeleri için pek bir şey vermiyor. Fed Başkanı Jerome Powell'ın da günün ilerleyen saatlerinde bir konuşma yapması beklenirken, konuşmada odak noktası, ABD faiz oranlarının görünümüne ilişkin ipuçları olacak.

“Piyasalar, Fed'in bu yıl daha önce öngörüldüğü gibi Temmuz yerine Ekim ayından itibaren 50 baz puanlık faiz indirimi yapmasını bekliyor.”